Doç. Dr. Şengün, Mahalle Odalarını anlattı
Bayburt Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Doçent Dr. Hayriye Şengün, mahalle odası geleneğinin Bayburt’a özgün, örnek ve çok güzel bir kültür olduğunu belirtti.
Şengün, kentlilik olgusunun mahalle yapısını tehdit ettiğini ve mahalle odalarının yaşaması için daha geniş çerçevede işlevlerinin zenginleştirilmesi gerektiğini kaydetti.
Bayburt Tarih-Kültür ve Edebiyat Derneği’nin kültür sohbetleri programında daha önce bilimsel çalışma yaptığı ‘Bayburt Mahalle Odası Geleneği’ ile ilgili sunum yapan Doç. Dr. Hayriye Şengün, kültürün en önemli öğesinin yarına taşıyacak insanların bunu özümsemesinden ve gönülden sevmesinden geçtiğini söyleyerek, “Bayburt’ta mahalle odalarının nasıl ortaya çıktığı, nasıl geliştiği ve nasıl devam etme ihtimali olduğunu, bütün mahalle odalarını dolaşarak, burada bir bilimsel çalışma yaparak ortaya koymaya çalıştık. Bu senenin sonunda da kitabını inşallah çıkaracağız” dedi.
“O kadar örnek, o kadar özgün, o kadar güzel bir kültür ki…”
Bayburt’a 3 sene önce geldiğini, bir konuşma esnasında geçen ‘mahalle odası’ ifadesinin peşine düştüğünü ve çok özel bir kültürle karşılaştığını ifade eden Şengün, “Ben çok uzun yıllardır halk bilimi ve halk kültürü ile uğraşıyorum. Bayburtlular bu kültürle yetiştiği için pek farkında değiller, o kadar örnek, o kadar özgün, o kadar güzel bir kültür ki.. İnsanların birbirine ihtiyaç duydukları acılı günlerini paylaşmak veya sevinçlerine ortak olmak için mahallenin önde gelen hali vakti yerinde olan ailelerin evlerinde belirli odaların tahsisi ile başlayıp, daha sonra kentleşmenin biçim değiştirmesi, yoğun göçlerle büyük şehirlere göçün oluşması ve buralarda da o eski konakların terk edilmesi bu ihtiyacın da ortada olması farklı bir çözüm gerektirmiş. İyi ki de Bayburt insanı bu konuda görevli saymış ve ilk kez Karasakal Mahallesi mahalle odası yapmış” dedi.
Dernekleşerek kurumsallaştı…
Bayburt’ta 27 mahalle olduğunu ve bu odaların dernekler sayesinde kurumsallaştığını söyleyen Şengün, “Derken bugün merkezde 14 mahalle var ama 27 tane mahalle odası var. Bildiğiniz gibi sadece cenaze odalarında değil diğer sosyal ortamlarda kahve içme, yüzük takma, sağdıç geceleri, zaman zaman kına geceleri, zaman zaman mahallenin resmi görevlilerle birlikte çözüm bekleyen sorunlarının konuşulduğu, tartışıldığı, bayramlaşmaların yapıldığı bir mekân haline dönüşüyor. Bunun kurumsallaşmış olması Bayburt’ta bu kültürün geleneksel bir kültür haline dönüşmesine de yol açacak diye düşünüyorum ama ve gerek küreselleşme, gerek kent kimliğinin, kent kültürünün, kentli tarafından yeterince özümsenememiş olması bu tip oluşumların önündeki engellerden ve devamlılığı sürdürülebilirliğinin önündeki en önemli engel olarak görünüyor. Mahalle odalarının finansmanının mahallelinin katkıları ile yürüyor. Aslen önemli ve kurumsallaşmış olma niteliğini kazandıran her mahalle odasının bir dernekle yönetiliyor olmasıdır” şeklinde konuştu.
Mahalle Odalarını bekleyen tehlikeler!
Mahallelilerin gönül rızasıyla yaptıkları küçük katkılarla yürütmeye çalıştıkları mahalle odası geleneğinin bekleyen tehlikeye de değinen Şengün, “Yoğun göçler, mahalle kültürünün giderek büyük kentlerden başlayarak bozulması, güvenlikli siteler, sonra güvenlikli konutlarla ayrışmış insan toplulukları bu tür kültürlerin sürdürülebilirliğine engel olacak çok ciddi tehlikelerden bir tanesi. Zaten geleneksel yapımızdaki o imece kültürünün, dayanışmasının da giderek farklılaşmasında, gerek bugünkü teknolojik olanaklar, gerek teknolojinin artık insanları dizi filmlerle eve kapatması veya cep telefonlarına mahkum etmesi bu kültürel mekanların da giderek işlevsiz olmasa da yeterince destek bulamaması tehlikesini ortaya koyuyor. Gençlerin giderek bu kenti terk etmesi, iş olanaklarının yetersizliği, geleneksel kültüre duyulan uzak duygular, yakınlığı hissedememe orada artık belirli yaştaki insanların hizmet etmek zorunda kalmasına neden olacaktır” ifadelerini kullandı.
“Bu mekânlar kadınlar daha çok açılmalı”
Doç. Dr. Hayriye Şengün, sunumunun son bölümünde mahalle odalarının etkinliğinin artırılması ve yaşatılmasına katkı sunacak önerilerinden bahsetti. Şengün, mahalle odalarının kadınlara daha çokça açılması gerektiği üzerinde durarak, üniversite ile işbirliği içerisinde oralara farklı işlemler kazandırılarak daha fazla kitlenin yararlanmasına ve katkı koymasına imkan verecek çeşitli projelerin de hayata geçirilebileceğini kaydetti.
Şengün, kendisinin bunun ilk adımını attığını, ‘Kent sosyolojisinin derslerinin bazılarını mahalle odasında yapıyorum. Dolayısıyla bu kültürü öğrencilere tanıtıyorum’ ifadeleriyle açıklayarak, mahalle muhtarlarının desteği ve yardımları için teşekkür etti.
Katılımcılar sunumun ardından konu ile ilgili görüş ve düşüncelerini aktardı. Doç. Dr. Şengün’e BAYDER Başkanı Fatih Dündar, sunumlarından ötürü teşekkür ederek, katılım belgesi ve çeşitli hediyeler takdim etti.
Serdar Eslek, Hüseyin Fidan ve Kurban Çil’in müzik sunumları yaptığı programı Türk Mûsikîsi ve Türk Edebiyatı’nın önemli ismi Fırat Kızıltuğ da izledi.