Tarihçi Hüseyin İlhan, Bayburt’un tarih öncesi çağlarını anlattı

  • 11 Ocak 2024
Tarihçi Hüseyin İlhan, Bayburt’un tarih öncesi çağlarını anlattı

Bayburt Tarih-Kültür ve Edebiyat Derneği tarafından düzenlenen BAYDER Kültür Sohbetleri’nde Tarihçi Hüseyin İlhan Bayburt’un tarih öncesi çağlarını anlattı.

Bayburt Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Araştırma Görevlisi Hüseyin İlhan tarafından yapılan Kültür Sohbetleri sunumunda Bayburt’un insan öncesi ve insan yaşamının ortaya çıktığı dönemlerinden bahsedildi.

Bayburt toprakları 45-50 milyon yıl önce oluştu

330-350 milyon yıl yaşında olan Bayburt’un en eski arazilerinden Pulur Masifi ile ilgili çok sayıda araştırmanın yapıldığına dikkat çeken Tarihçi İlhan, Bayburt topraklarının 45-50 milyon yıl önce sulardan tamamen kurtulduğunu ve karaya dönüştüğünü, bu coğrafyadan çıkan fosillerin Ankara MTA Müzesi’nde yer aldığını söyledi.

Paleolitik Çağ’ın, birkaç milyon yıl öncesinden 12 bin yıl öncesine kadarki evreyi kapsadığını belirten İlhan, Anadolu’daki ilk insanlığın yaşamına da değindi.

İlhan, “ Bu çağda, mağaralar doğadaki lüks konutlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Anadolu’da bu sürecin en güzel örnekleri Yarımburgaz ve Karain mağaralarıdır. Bayburt coğrafyasındaki Paleolitik Çağ’a dair kanıtlar, aynı zamanda bu coğrafyadaki en eski insan izleridir. 1980’li yılların başında tesadüfen keşfedilen Duduzar Köyü’nün yakınlarındaki Killiğin Mağarası ismiyle bilinen oluşum daha çok bir kaya sığınağı niteliğindedir. Bir diğer merkez ise Gez Köyü yakınlarındaki Gez Alanı ismiyle bilinen kamp yeridir. Bu alanlarda keşfedilen taş aletlerin günümüzden kabaca 14-15 bin yıl öncesine, Epipaleolitik Çağ’a ait olabileceği düşünülmektedir.” dedi.

Bayburt coğrafyasında üç önemli araştırma yapıldı

Tarihçi İlhan, Anadolu’nun büyük bir kısmında ve Bayburt’ta 1940’lı yılların başında araştırmalar yapmış olan Prof. Dr. İsmail Kılıç Kökten’in Pulur, Haşiye, Hindi, Siptoros gibi höyüklerden ilk defa bahsettiğini belirterek, Bayburt’taki ilk bilimsel arkeolojik kazıyı da Demirözü’nün Çiftetaş Köyü sınırları içerisindeki Büyüktepe veya İkiztepe ismiyle bilinen höyükte Avustralya Melbourne Üniversitesi’nden Prof. Dr. Antonio Sagona ve eşi Claudia Sagona’nın gerçekleştirdiğini, yöredeki bir diğer kapsamlı çalışmanın da 2012 ile 2020 yılları arasında kendisinin de aralarında bulunduğu Prof. Dr. Süleyman Çiğdem başkanlığındaki ekip tarafından gerçekleştirildiğini söyledi.

Toplum Bilimleri Fakültesi Araştırma Görevlisi Hüseyin İlhan sözlerine şöyle devam etti:

“Elimizdeki arkeolojik verilere göre Bayburt coğrafyasında ilk yerleşimler, MÖ 4. binyılda, Geç Kalkolitik Çağ’da karşımıza çıkmaktadır. Küçük birer mezra niteliğindeki 5000-5500 yıllık Bayburt’un bu ilk köyleri Taşkesen, Pulur, Bayrampaşa, Gündulak Tepe, Tepecik, Akşar gibi yerleşimlerdir.

Bayburt il sınırları içerisinde yapılan arkeolojik kazılarda ele geçen organik malzeme üzerinden alınmış iki adet radyokarbon örneği bulunmaktadır. Bunlardan ilki Sagona’nın Büyüktepe Kazısı’ndan gelen MÖ 3303-2863 tarihleridir. Çiğdemtepe Höyük’te yakın zaman önce yapılan kurtarma kazılarından gelen diğer tarihler MÖ 3132-3009’dur(Umut Parlıtı ve Erman Akyüz). Bahsedilen bu tarihler yöremizin iskan tarihiyle alakalı ortaya konulmuş en net verilerdir.

Bayburt kırsalında özellikle Hart ve Mormuş ovalarında MÖ 3. binyılda yerleşim birimi sayısında hızlı bir artış yaşanmıştır. Demir Çağı’nda ise yerleşim sayısı 100’e yaklaşarak Bayburt coğrafyası yoğun bir iskana sahne olmuştur.”

Korgan Köprüsü yakınlarında Korgan Kalesi de var

Bayburt’taki en önemli tarihi ve kültürel varlıklardan da bahseden İlhan, Korgan köprüsünün yakınlarında konumlanan Demir Çağı özellikleri gösteren Korgan Kalesi’nin de olduğunu söyledi.

Tarihçi İlhan, “Tarihi İpek Yolu’nun bir kolunun da geçtiği düşünülen bu rotanın aslında çok daha eski bir geçmişe sahip olduğu anlaşılmaktadır. Bayburt-Erzurum arasındaki ulaşım bugün Kop Dağı rotasından yapılmaktadır ancak 1870’lerden önce bu ulaşım Masat Vadisi üzerinden sağlanmaktaydı. Bu rota Masat’tan sonra Ağören civarından Koşapınar’a, buradan Başçakmak Köyü yakınlarında Erzurum Ovası’na inmekteydi. Bu rotanın üzerinde tespit ettiğimiz kale, gözetleme kulesi ve höyükler bu rotanın en azından üç bin yıllık bir geçmişe sahip olduğunu göstermiştir.” dedi.

BAYDER Başkanı Fatih Dündar, Araştırma Görevlisi Hüseyin İlhan’a sunumları için teşekkür ederek günün anısına teşekkür belgesi takdim etti.

Her hafta Cuma günleri gerçekleştirilen Kültür Sohbetleri; şairlerden şiir sunumları, orta oyunları, İmdat Sancar, Uğur Dündar, Kadir Özer, Yunus Emre Canlar, Serdar Eslek, Yunus Emre Ayçiçek’in sahne sunumları ve koro türküleriyle devam etti.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ